“Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan bu mushaf (Hırka-i Saâdet, nr. 5) 61,5 × 42,5 cm. ebadında, âharlı ve vassâleli 300 varak olup ketebe kısmı boş bırakılmıştır. Ancak yazı üslûbu ve vakıf kaydından mushafın Karahisârî’ye ait olduğu anlaşılmaktadır.

Vakıf kaydında mushafın hazinede saklandığı, Sultan II. Mustafa tarafından 1107’de (1696) tilâvet olunmak üzere Hırka-i Şerif Odası’na vakfedildiği belirtilmiştir.

Mushafın metni, aklâm-ı sittenin karışık olarak kullanıldığı Yâkūt tertibi diye bilinen her sayfada ilk satırı muhakkak, beş satırı nesih, bir satırı sülüs, beş satırı nesih, son satırı muhakkak hatla düzenlenmiş, sülüs ve muhakkak satırlara göre nesih satırlar kısa tutulmuştur.

Bu mushaf saray nakışhânesinde sernakkaşın yönlendirme ve kontrolünde vassâl, tarrâh, cetvelkeş, altın ve renk hazırlayan sanatkârlar kadrosunun uzun süren âhenkli çalışmasının bir şaheseridir. Tezhipte Kara Memi üslûbu büyük bir başarı ile uygulanmıştır.

Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’nde III. Murad dönemine ait 12 Ramazan 992 (17 Eylül 1584) ve 25 Receb 1001 (27 Nisan 1593) tarihli Ahmed Karahisârî Mushaf-ı Şerîfi Masraf Defteri’nden, III. Murad’ın saltanatı yıllarında da mushafın tezhip ve cilt işlerine devam edildiği, III. Mehmed döneminin ilk yıllarına ait 27 Ramazan 1004 (25 Mayıs 1596) tarihli bir filori defterinde tezhip ve ciltlenmesinde emeği geçen sanatkârlara verilen in‘âmâttan bu tarihlerde mushafın tezhip ve cilt işlerinin tamamlandığı, Ali Çelebi, Usta Câfer, Nakkaş Hasan ve Nakkaş Mustafa’nın mushafın tezhip ve cilt işlerinde önemli rol oynadıkları anlaşılmaktadır.

Geçmişte örneği bulunmayan incelikle ve zengin bir üslûpla tezhip edilmiş olan mushafın zahriyesi yuvarlak madalyon şeklindedir; ilk iki serlevha ile son iki sayfası sıvama tezhiplidir. Farklı düzenlemede iki sayfadan sonra varak 5b’den mushafın sonuna kadar her sayfa dört koltuk tezhiplidir. Toplam 2360 karşılıklı gelen koltuğun deseni yer yer aynı olmakla beraber farklı tasarım ve renklendirme yazı güzelliğiyle birleşmiştir.

Salbekli şemseli, köşebend ve geniş bordürlü, miklebli siyah deri ciltli olan mushafın 1981’de İtalya’da, 2000 yılında Ankara’da Kültür Bakanlığı tarafından tıpkıbasımı yapılmıştır. Bu yayımda mushafın boyutu küçültülmüştür (48 × 33 cm.).”[1]

Klasik Türk Sanatları Vakfı tarafından 2009 yılında taraması yapılan Mushafın beş yıllık yoğun bir emekle asıl ebadında tıpkı basımı yapılmıştır. Merkezimizde, bahsi geçen tıpkı basımın 0568 numaralı nüshası bulunmaktadır. Mushafla ilgili fotoğraflar bu tıpkı basıma aittir.

[1] Kaynak: TDV İslâm Ansiklopedisi, 2001, İstanbul, 24. cilt, s. 421-424.

16 Ocak 2022, Pazar 418 kez görüntülendi